UNESCO Türkiye Millî Komisyonu XXVI. Dönem Genel Kurulu
17 Mayıs 2014 Tarihinde Ankara’da Gerçekleştirildi
UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Yönetmeliğinin 14. Maddesine göre toplanan XXVI. Genel Kurul, 2014-2018 yılları arasında görev yapacak XXVII. Dönem Genel Kurul üyelerinin yanı sıra, XXVI. Dönem Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyelerini seçmiştir. UTMK Yönetmeliğinin 15. Maddesine göre Başkanlığını Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi AVCI’nın yaptığı Genel Kurula UTMK Yönetmeliğinin 10. Maddesine göre belirlenen 76 üyenin 66’sı katılım sağlamıştır. Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası Mimar Kemalettin Salonunda 17 Mayıs 2014 tarihinde gerçekleşen XXVI. Dönem Genel Kurulunda dört yıllık dönemde gerçekleştirilen faaliyetlere ilişkin bütçe ve denetim kurulu raporları ile faaliyet raporlarının sunularak, ibra edildiği Gazi Üniversitesi Mimar Kemalettin Salonunda gerçekleştirilmiştir.
Devamını oku...
|
Darülaceze ismini anınca hafif bir hüzün çöküyor insanın üstüne. Yaşlılıkta yokluğun ve çaresizliğin adresi, kimsesizlikte kimsesi olmayanların kimsesi. Melankolik, ufka bakarken keder denizinde dalıp giden bakışlar... Bu haleti ruhiye ile gittim, Darülaceze'ye. Önce iki adam boyu yükseklikte duvarlardan müteşekkil bir kale karşılıyor, sizi. Vahşi ordulara karşı yapılmış bir kale gibi. Özenle yerleştirilmiş taşlar ve üstündeki temiz sıva işçiliği, değil vahşi ordular, dünyanın ordusu gelse dayanacak kadar sağlam görünüyor.
Haçlı işgalinden önceki Kudüs gibi, her dinden ve her milletten insanın huzur içinde yaşadığı küçük bir kale. Altından kadehler ya da gümüş şamdanlar değil kalenin hazinesi. Toplumumuzun en kırılgan, en naif ve zayıf bireyleri: Yeni doğmuş kimsesiz bebekler, kimsesiz yaşlılar ve yatağa bağımlı hastalar. Onları koruduğu kadar bir milletin asaletinin işareti olan bir şeyi; Merhameti koruyor. Diğerkamlık ve merhamet bu bir milletin sahip olduğu en asil hasletlerden.
Devamını oku...
|
Yerel yönetimlerin sosyal politika alanındaki rolünün ortaya konulması, sosyal politikanın, gerek kavram gerek kapsam ve gerekse bu politikaların belirlenmesi ve uygulanmasında rol alan kurumlar bakımından sınırları kesin çizgilerle belirlenememiş bir çalışma alanı olması nedeniyle oldukça güçtür.
Öyle ki, bir çok çalışmada özellikle sosyal politikanın sağlanmasında devletin dışındaki kurumların sosyal politikanın belirlenmesi ve uygulanması sürecine katılım ve katkısı ihmal edilmekte ve sosyal politika daha çok devlet ve özellikle de merkezî yönetimler tarafından yerine getirilen politikalar olarak tanımlanmaktadır. Oysa, sosyal politikanın sağlanmasına merkezî yönetimlerin dışında başta sivil toplum olmak üzere yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlar, özel sektör, dinî organizasyonlar ve işletmeler katılmakta ve katkı sağlamaktadır.
Devamını oku...
|
“Refah devleti” olarak ifade edilen modern yönetim tarzı, aşağı yukarı son iki yüz yıllık tarihsel süreçte yaşanan ekonomik ve sosyal dönüşümlerin bir sonucu olarak şekillenmiştir. Bugüne kadar insanlık tarihinin gördüğü en iyi, en gelişmiş ve insanlık onuruna en uygun devlet şekli olan refah devleti, esas itibariyle II. Dünya Savaşı sonrasının dünyasında yasal ve kurumsal olarak gelişmeye başlayan ve küreselleşmenin başladığı yıllar(1945- 1975 arası)a kadar gelişimini sürdüren bir tarihsel gelişme seyrine sahiptir.
1970’li yallardaki petrol krizleriyle birlikte, bu gelişim sürecinin durduğu, hatta sosyal haklarda dibe doğru bir yarışın başladığı görülmektedir.
Devamını oku...
|
Sosyal devlet, sosyolojinin konu edindiği bağlamda kapitalizm, ulus devlet, küreselleşme olgularının bileşenidir. Bu bağlamda doğrudan bir araştırma nesnesi olarak değil dolaylı konu edilen, daha üst sistemlerin içinde belirginleştirilen bir konudur.
Bu durumda günümüz sosyal teorisinde “sosyal politika”, “refah rejimi veya refah devleti”, “sosyal hizmet” gibi sosyal devletin unsurları farklı farklı bilim alanlarının ortaya çıkması yanında yine farklı zeminlerde inşa edilen bilgi sistemlerinin oluşmasını sağlamış, başka bir deyişle eklektik bir bilgi sistemini belirlemiştir. Yine benzer durum sosyal devletin tarihsel açıdan değerlendirilmesinde karşımıza çıkmaktadır.
Sosyal devlet günümüzde küreselleşme bağlamının dışında konu edilemeyen bir olgudur ve “kriz” ya da “kopuş nosyonu” sosyal devlet tarihinin ana belirleyicisidir.
Devamını oku...
|
Bütüncül Belediyecilik Yaklaşımı Kültürel Belediyeciliğe Giden Yolda Bir Aşama: Sosyal Belediyecilik
Belediyecilik hizmetleri denilince, son yıllara kadar akla daha çok şehrin fizikî yapısına dair hizmetler gelmekteydi. Kullanımı daha eski yıllara dayansa da son yıllarda belediye hizmetleri denilince akla sosyal belediyecilik gelmeye başlamıştır.
Sosyal belediyecilik denilince kastedilen şey, daha çok belediye hizmet alanı içerisinde kalan ahalinin düşkünlerine aynî ve maddî yardım etmek olmaktadır. Sosyal devlet anlayışının bir yansıması olan sosyal belediyecilik, onun tüm eleştirilebilir yanlarını bünyesinde barındırmaktadır. Fiilî durum söz konusu olduğunda, mevcut anlayış bağlamında sosyal belediyecilik için söylenecek çok olumlu şeyler olmakla birlikte, dört temel konuda tenkit edilmesi gerekir.
Devamını oku...
|
Anayasa ve Sosyal Devlet
Anayasalar devletin temel yapısını, işleyişini ve kurumlarını düzenleyen hukuk metinleridir. Bu metinlerde, düzenleme şekli ve tercihler bakımından, bir temel yaklaşım, tabiri caizse bir felsefe tespit etmek mümkün olduğu gibi, pek çok sosyal ve siyasal konuda belli tercihi gösteren açık düzenlemeler de görülmektedir. Bir devletin temel siyasal ve sosyal konulara yaklaşımını dikkatli bir göz anayasalarda takip edebilir.
Özellikle, "anayasacılık" hareketini önemseyen, anayasalar ile ülke sorunlarını çözebileceğini düşünen Türkiye gibi devletlerde, anayasaların izah ve çözüm gücüne daha fazla inanıldığı için, metin bir temel yaklaşım kitabına dönüşmektedir. (Soysal,i 987:7-23)
Devamını oku...
|
Çingenelerin Türkiye'ye Geliş Öyküsü ve Sanayi Devrimi Sonrası Mesleki Çöküntülerin Çingeneler Üzerindeki Etkileri
Genel olarak Kuzeybatı Hindistan'dan çıkmış bir grup oldukları ve bugün Ortadoğu'dan Avrupa'ya kadar çok geniş bir alana yayılmış olan Çingenelerin Türkiye'ye gelişleri hakkında çeşitli rivayetler bulunmaktadır.
Bu rivayetlere göre, ilk olarak M.S. 990-1000 dönemlerinde Bizans topraklarının kalbine geldikleri söylenmekteyse de günümüz Çingene toplumu ile ilgili en önemli yaklaşım, Yıldırım Beyazid döneminde Suriye civarından getirilip Balkanlara yerleştirildikleri, orduda silahtarlık, nalbantlık, demircilik, kalaycılık gibi o dönemin kritik metal işçiliği işlerinde görevlendirildikleri ve özerk davranabilme imkânı sağlayan bir sancağa sahip olduklarıdır.
Devamını oku...
|
Osmanlı Devleti'nde sosyal kimliklerin, etnik ve lisan aidiyetine göre değil, din esasına göre düzenlendiği bilinmektedir. Genel olarak asli unsuru oluşturan Müslüman gruplar yanında değişik alt kimliklere, dine ve mezheplere mensup olanlar gayrimüslim umumi adı altında toplanmışlar ve İslam'ın kabul ettiği semavi dinlerin takipçileri olarak hukuk içinde yerlerini bulmuşlardır.
Hukuki tanımlama Müslüman'a, Hıristiyan ve Yahudilere "tahammül" etme mecburiyetini beraberinde getiriyordu. Bu dine göre sosyal yapılanma alanı dışında, aykırı bir topluluk ise şüphesiz Çingenelerdir. Çoğunlukla yerleşik bir hayat yaşadıkları, bir bölümü Müslüman, bir bölümü Hıristiyan olarak tanımlandıkları için Osmanlı merkezinin onlara karşı tavrı farklı olmuştur.
Devamını oku...
|
Türk(iye) Çingeneleri için bir sosyal politika denemesi olan bu çalışma, tarihsel dışlanmışlık bağlamında kültürel farklılık ve biraradalığın sosyolojik görünümlerini irdelemeyi hedeflemektedir. Eşitliklerimiz ve farklılıklarımızla birlikte yaşayabilme ve uygulanabilir sosyal politikalar oluşturabilmede Çingene kimliği ve kültürünün belirgin formları son dönem Çingene tartışmaları çerçevesinde değerlendirilecektir.
Sosyal dışlanmanın tarihsel ve sosyal kaynakları nelerdir, olumsuz Çingene imgesi ve önyargısı nasıl kurgulanmakta ve kullanılmaktadır, toplumsal örgütlenme modelleri içerisinde Çingeneler nerede yer almaktadır ve Çingenelerin kendilerine ve içinde yaşadıkları topluma bakış açıları nelerdir, türünden sorular çalışmanın cevap aradığı sorgu alanlarını oluşturmaktadır.
Devamını oku...
|